Tarih: 13.05.2014 10:24

Ceylanpınar Telhamut Mülteci Kampı?nda Bomba İddialar

Facebook Twitter Linked-in

UMKE (Ulusal Kurtarma Medikal Ekibi) aracılığıyla gönüllü sağlık çalışanı olarak görev yaptığım Ceylanpınar Telhamut Mülteci Kampında tanık olduğum olaylar, savaş ve sonrasını anlatan “Kaplumbağalar da Uçar”, “İçimdeki Yangın” gibi filmlerin sadece film değil yaşanmış ve yaşanmakta olan çıplak gerçekler olduğunu, bir kez daha sarsılarak anlamama, bazen taşıdığım candan bezerek hissetmeme alsancak escort oldu.


Aslında günlük yaşamın koşturmacasında, izleyip okuduğumuz haberleri o buca escort kanıksamış, o buca escort kabul etmişiz ki içimizde, belleğimizin arka taraflarında bir yerlere saklayıp, konusu geçtiğinde “aa evet” diyerek hatırladığımız, duygulardan arındırılmış salt bilgiler yığını olarak kazınmış hafızalarımıza.

Nisan 2012’de komşu ülke Suriye’de başlayan iç savaştan kaçarak sığınan insanların gelip yaşam savaşı verdiği 23 kamptan biri Telhamut Mülteci Kampı.  Yaklaşık 25-30 bin kişinin (yeni girişler ve geri dönüşlerden dolayı bu sayı sürekli değişiyor) 5 bin çadırda ikamet ettiği kamp, uçsuz bucaksız ve ağaçsız, çöl benzeri bir arazi üzerine kurulmuş. Her çadırda ortalama 6-7 kişinin yaşadığı, ağırlıklı olarak İdlip, Halep, Haseki ve Nasurayn gibi sınır şehirlerinin düşük gelirli ailelerinin yerleştirildiği bir çadır kent burası.

OYUNCAKSIZ, HASTA ÇOCUKLAR

Yaşlı nüfusun çok az olduğu (havadan atılan bombalardan kurtulamadıkları ya da kaçarken sınırda yaşamlarını yitirdiklerinden dolayı) kampta o buca escort çok çocuk var ki sahra hastanesinin kreşten tek farkı, neredeyse bütün çocukların vücutlarının bir bölümünün sargılar içinde veya bir kolunda serum takılı olması. Sargıların alsancak escorti de çadır koşullarından kaynaklı çok fazla derin yanık vakalarının yaşanması.

Alınan bütün önlemlere rağmen engellenemeyen salgın çocuk hastalıklarının onları nasıl bir deri bir kemik haline getirip halsiz, mecalsiz düşürdüğünü görmek… Şeker, balon vermenin, kucağına alıp içine basarak sarılmanın, sevmenin, sevindirmenin dışında hiçbir şey yapamamak insanı kendisiyle ciddi bir vicdan sınavına sokuyor. Bu kampın en mağdurları onlar, her şeyden habersiz, yine çocukça kavga eden, yine olduğu her yeri oyun bahçesine çeviren oyuncaksız çocuklar.

Sokakta gördüğümüzde başımızı çevirdiğimiz “Aman yine Suriye’nin dilenen çocukları” dediğimiz, bazen daha da ileri gidip azarladığımız; yalınayak, aç ve sefil, okula gitmek yerine çadırların önünde toprak ve taşlardan oyuncak yapan çocuklar onlar.

20 LİRAYA PAZARLANAN KADINLAR!

Ya kadınlar, çocuk anneler... Onların ayakta durabilme mücadelesi ve yaşamla kurdukları bağ hafızalarımızı alt­üst edecek buca escort dramatik, acı ve kahır dolu. Aşksız, aç ve kirli erkeklere 20­30 lira karşılığında pazarlanan genç Arap kadınları… Amcasından hamile kalıp dışarı atıldıktan sonra, “o artık yollu” diye akıl almaz çirkin ifadelerle insanların sözlü eğlencesi haline gelen 14 yaşındaki kız çocuğu... Anne, baba ve kardeşlerini savaşta yitiren, yardım olsun diye babasından büyük, insan suretinde bir adama satılan ve “çok asi” diye yine kapı dışarı edilip o kamp senin bu kamp benim kendine yer arayan, her kabul edildiği yerde taciz edilen 1998 doğumlu başka bir kız çocuk.

Aileler içinde taciz o buca escort yaygın ki neredeyse olağan bir hale gelmiş. Öyle ki sorun olması için tacizcinin yabancı olması neredeyse tek koşul! Aile içinde yaşanmışsa zaten kimseyi ilgilendirmeyen, sıradan bir olay! “Kol kırılır, yen içinde kalır” sözünün yaşamdaki çıplak karşılığı tam da bu olsa gerek.

ERKEKLERİN KEYFİNDEN TAVİZ YOK

Çadır hastaneye gelip muayene olarak sosyalleşmek, alabilirse aldığı sevkle Urfa’ya gidip bir günlüğüne de olsa kamptan kaçıp ve bulursa eğer bir gölgeliğin altında oturup gelen gideni seyretmekle sınırlı olan, mutsuz, bir o buca escort da umutsuz; kendini bu kısır döngünün içinde tüketen genç insanlarla dolu kamp.

Savaş ve sonrası o buca escort kayıp vermiş, onca travmayı art arda yaşamış bir halkın erkeklerinin hiçbir koşulda “keyif”lerinden en ufak bir taviz vermemeleri bu zamana özgü bir kaçış mı, yoksa yaşam biçimi mi bilemiyorum. Ama burada gördüklerimi sosyolojik açıdan değerlendirip “geri kalmış toplumlarda…” diye başlayan cümlelere ikna edemiyorum kendimi. Her çadırın önünde bir kilim onun üzerinde minder ve onun üzerine arz-ı endam eylemiş bir Arap erkeği nargilesini keyifle içine çekiyor. Sınırdan kaçarken yanlarında getirdikleri ilk şeymiş nargile takımları... Yanlarında getiremeyenler de onlara ısınmak için verilen petek, battaniye gibi eşyaları kamp dışında satıp ilk iş eksik olan nargile takımlarını almak olmuş. Kişi başı verilen aylık 80 TL ile çocuklarına ayakkabı, oyuncak, yiyecek almak yerine kendilerine nargile ve fistan alıyorlar.

ÇOK EŞLİLİK ÇOK YAYGIN

17 yaşında 3’üncü çocuğunu doğuran ve doğum kontrolünü asla kabul etmeyen onlarca çocuk anne… 50 yaşında 11’inci çocuğunu, savaşta ölen Suriyeli gençlerin yerine doğurduğunu söyleyen bir kadın... Kadınlığı sadece erkeğinin ihtiyaçlarıni karşılamak ve doğurmak olarak bilen kadınlar... Çok eşlilik o buca escort yaygın ki burada doğum için ambulansa aldığımız gebeye refakat eden kadının onun 3’üncü kuması olduğunu ve yine onun da hamile olduğunu öğreniyoruz. Üç dört eşli erkekler, her gün bir eşiyle birlikte oluyor ve dünyaya gelmiş çocuklarının adlarını dahi bilmiyor.

BÖYLE DEVAM EDEMEZ

“Şefkatli devlet babamız ve konuksever hükümetimiz”in Suriye politikasına söz söyletmeyenler, basmakalıp politik söylemlerini bir kenara bırakarak gelip kendi gözleriyle görsünler burada insanların nasıl yaşadıklarını. Çocukların gözlerinin içine bakarak tekrarlasınlar ne buca escort doğru yaptıklarını.

Çadır kentte mülteci çadırlarının dışında, birçok resmi kurumun, ihtiyaçlar karşısında oldukça yetersiz olan çadırları da var (İtfaiye, sağlık, jandarma, BM, AFAD gibi). Ancak güvenlik sağlayacağı düşünülerek her mahalleye konumlandırılmış güvenlik görevlilerine güven duymak, kurda kuzuyu teslim etmek gibi bir şey burada.

Her bir kampın ortalama 25-30 bin kişi olduğu sınır illerinde toplam mülteci sayısı 350-400 bini geçmiş ve her geçen gün hızla arttığına göre, taşıma suyla nereye buca escort dönecek bu değirmenin çarkı? Üretimden eli eteği çekilmiş binlerce insanın sadece zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak, burada gördüklerimizin katlanarak devam edeceğinin en somut kanıtı değil mi? Yarın başka bir sosyal patlamayla göstermez mi kendini burada olup bitenler?

Çok uzun bir zaman dilimi değil sadece 20 günlük gönüllü çalıştığım mülteci kampından sırtımda, kalbimde o buca escort ağır bir yükle dönüyorum ki... Ama başka kamplarda da yine gönüllü çalışmak isterim; hiç tereddüt etmeden, acaba demeden… Gözümden ırak olunca gönlümden de ırak olmasın diye burada edindiğim arkadaşlarım Hale, Cemile, Sümeyye’den ve dünyanın o en güzel çocuklarından uzak olmayayım, unutmayayım diye.

Kaynak: Evrensel



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —