Tarihi süreçler Toplumsal ve Ulusal mücadelelerle bizlere dinamik güçlerin hep belirleyici olduÄŸunu göstermiÅŸtir.
Ancak bu güçler kendi içlerinde bir parti veya bir cephe oluÅŸturdukları takdirde siyasal devrimler gerçekleÅŸtirerek istedikleri sistemleri hayata geçirmiÅŸlerdir. Aksi halde ortak alternatifler yaratılmadığı takdirde karşı devrimin askeri darbelerine neden olmuÅŸlardır.
Onun için devleti yöneten ÅŸahsiyetlerin dinamik güçleri karşılarına almamaları için çok dikkatli olmaları gerekiyor.
Ülkemizden de kendiliÄŸinden bir dinamik güçler birliÄŸi ortaya çıkmış gibi görünüyor, bu güçlerin arkasında mutlaka iç ve dış kaynaklı bir siyasal projeden bahsetmek mümkündür. Åžu anda ortam sislidir bu projeyi net olarak görmek de pek mümkün deÄŸildir ancak önümüzdeki dönemlerde bu proje netleÅŸecek kimin balık kimin yılan olduÄŸu ortaya çıkacaktır. O zamanda iÅŸ iÅŸten geçmiÅŸ olacaktır
Sayın BaÅŸbakanın icraatlarını ve hedeflerini çözmek de ÅŸimdiye kadar mümkün olmamıştır.
Barış ve Demokrasi mücadelesindeki Cesur adımlarını Türkiye de Barış ve Demokrasiden yana olan herkes alkışlamıştır. Çözüm sürecine tüm demokrasi güçleri destek vermiÅŸtir.
Uluslararası Tröst ve Kapitalist sistemlere karşı montaj sanayi yerine üretime geçmesi, İran’a karşı ABD ile beraber askeri müdahaleden yana olmaması, ülkede yapılan sosyal, ekonomik hizmetlerin milli gelirle beraber iyi bir rakama çıkarılması, bu halk tarafından büyük bir destek görmüÅŸtür.
Ancak Taksim ve diÄŸer illerde Demokratik tepkilere karşı ‘ÇAPULCU’ ve ‘VANDALAR’ gibi rijit ve hakaret içeren cümlelerin kendileri tarafından kullanılması Türkiye Kamuoyunda kabul edilemez bir anlayışı beraberinde getirmiÅŸtir.
Hiçbir lider kendi ülkesinin sanatçılarına, aydınlarına ve sporseverlerine böyle bir hakarete onay veremez.
Bu barış sürecinde akan kanın durması tüm ülkeye bir rahatlık getirmiÅŸtir.
Kanımca Sayın BaÅŸbakanla hesaplaÅŸmak isteyen kapalı ve açık güçler tam zamanı seçmiÅŸlerdir. Bu zaman tespitini yapanlar yarın amaçlarına ulaÅŸmaları için ittifaklar yaparak güç dengelerini yaratmaya çalışacaklardır. Kendileri için ilk seçeneklerden biride PKK ve Devlet arasında ateÅŸkesin bozulması olacaktır.
Büyük ÅŸehirlerde kitlesel eylemler ve Kürdistan coÄŸrafyasında da silahlı eylemlerle hükümeti iki ateÅŸ arasında bırakarak hedeflerine ulaÅŸmaya çalışacaklardır.
Sayın BaÅŸbakanın da çok duyarlı ve dikkatli olması gerekiyor yaÅŸanan tüm siyasal süreçlerin içinde olması gerekiyor ve bu kurumların temsilcileriyle her zaman muhatap olarak barış ve çözümden yana olması gerekiyor
Unutulmaması gereken tarihi bir söz vardır; ‘Halkın İçinde Olan Liderler Sürekli Güçlüdürler Halkın içinde olmayan liderlerde denizden çıkan balıklara benzerler’ Tasfiye ve ölümleri her zaman mukadderdir.
Ülkemizi ÅŸu anda rahatlatan bir ateÅŸkes devam ediyor ancak bu ateÅŸkesle beraber ÅŸimdiye kadar hiçbir siyasal adım atılmamıştır bu süreç ne kadar devam eder onu da bilemeyiz
Unutulmaması gereken çok önemli bir barış kuralı vardır, barış muhataplarından atılan bir adıma karşı muhataplarda müspet bir adım atmak zorundadırlar.
Aksi halde barış talepleri ayakları yerden kesilen bir kuÅŸ gibi uçup gidecektir.