Derin bir aşka giden yol: Ceylanpınar?dan Cudi?ye, Cudi?den Şengal?e bir Ezidi aşkı?

Ali Oruç, Ceylanpınar`dan Cudi`ye, Cudi?den Şengal?e uzanan o yolculukta Dewreş ile Adule`nin aşkını romanlaştırdı.

KÜLTÜR - SANAT 11.09.2014 13:48:15 2421 0
Derin bir aşka giden yol: Ceylanpınar?dan Cudi?ye, Cudi?den Şengal?e bir Ezidi aşkı?
Ezidiler’in yaşamlarına dokunan ve hiç bilmediğimiz yönlerini aşkla yoğuran yazar Ali Oruç öyle bir dille anlatıyor ki, yıllarca kıyımlara maruz kalmış ve bugün çok derin bir acının eşiğinde olan Ezidi halkının durumunu, yaşadıkları bölgelerden, yaşamlarından, acılarından bir parça sunuyor bize. Yıllar önce, Cudi'den Sincar dağına göçtüler. Ezidilerin yaşamlarına dokunan ve hiç bilmediğimiz yönlerini aşkla yoğuran yazar Ali Oruç öyle bir dille anlatıyor ki, yıllarca kıyımlara maruz kalmış ve bugün çok derin bir acının eşiğinde olan Ezidi halkının durumunu, yaşadıkları bölgelerden, yaşamlarından, acılarından bir parça sunuyor bize.

Şengal'de, Musul'da, Kobane'de, Rojava'da bu defa Ali Oruç'un anlatımıyla derin bir aşka, dermansız bir aşka dönüşmüştü Dewreş ile Adule'nin aşkı. Yurt yayınlarından çıkan Kitap Bawer Ferat adıyla tüm kitapçılarda yerini alırken yazar Ali Oruç bu romanıyla kendi yaşamını da dokunuyor. Oruç, 27 yıl mapus hayatı boyunca romanlar yazdı, resimler yaptı. 2007 yılında tahliye oldu ancak KCK ana davasından yine yargılandı ve 3 yıl henüz mapus yattı. Dewreş ile Adule işte bu sancılı hayatın bir ürünü oldu.

Kitaptan...

Ceylanpınar´dan Cudi´ye Şengal Dağı´ndan, Şeyh Adi´ye Ölümsüz Bir Aşk "Cudi´den Sincar Dağları´na geçtiler. Şeyh Adî türbesinin bulunduğu Laleş Tapınağı´nı ziyaret ettiler. Havanın sıcaklığı değil, fakat Adulê´nin aşkı Dewrêş´in içini kaynatıyordu. Her gün biraz henüz eriyordu. Gözleri iyice çukura kaçmış, avurtları çökmüş, boynu incelmiş, bacakları çıta gibi olmuştu. Dewrêş yanıyordu. Her gün Şengal Dağı´na çıkıyor, şarkı söylüyor, aşkını destanlaştırıyordu. Ne yağan yağmur, ne Zap Suyu, ne Dicle Nehri, ne de dağların doruğundaki kar yüreğindeki ateşi söndüremiyordu. Dewrêş her iman zamanı dizlerini toprağa dayıyor, ellerini havaya kaldırıyor, tanrıdan yardım istiyor, Şeyh Adî´ye yalvarıyordu. Dewrêş başını alıp dağlara çıktı. Bir derviş gibi Adulê´yi aradı, aradı. Başını ağaçlara, taşlara vurdu. Göz pınarları kurudu, soluğu kesildi. Uyku yüzü görmedi. Yaralı bir aslan gibi oradan oraya sendeleyip durdu.